Güneş Görmemek Zararlı mı? Tarihin Işığında Bir Dönüşüm Hikâyesi Bir tarihçi olarak, geçmişi yalnızca olaylar zinciri olarak değil; insanlığın anlam arayışının uzun bir yolculuğu olarak görürüm. Güneş, bu yolculuğun sessiz ama vazgeçilmez bir tanığı olmuştur. İlkel toplumlardan modern kent yaşamına kadar, insanın güneşle kurduğu ilişki, hem fiziksel hem de kültürel anlamda bir yaşam biçimi belirlemiştir. Bugün “Güneş görmemek zararlı mı?” sorusu, yalnızca bir sağlık meselesi değil; modern dünyanın tarihsel kopuşlarının aynasıdır. Antik Dönem: Güneşin Tanrı Olduğu Zamanlar Antik çağlarda güneş, sadece ışık kaynağı değil, güç ve yaşamın sembolüydü. Mısır’da Ra, Mezopotamya’da Şamaş, Roma’da Sol Invictus… Her biri insanın doğayla kurduğu…
4 YorumEtiket: bir
Google Hesabı Nedir Ne İşe Yarar? Dijital Kültürün Antropolojisi İnsan kültürü tarih boyunca sayısız biçim almıştır: mağara duvarlarındaki ilk çizimlerden, sosyal medyadaki paylaşımlara kadar uzanan bir iletişim serüveni… Bir antropolog olarak baktığımızda, her kültürün kendine özgü ritüelleri, sembolleri ve aidiyet biçimleri olduğunu görürüz. Günümüzün dijital toplumlarında ise bu kültürel kodların merkezinde Google Hesabı yer alır. Artık kimliğimiz yalnızca doğduğumuz coğrafyada değil, dijital evrende de biçimlenir. Peki, Google Hesabı nedir, ne işe yarar ve modern insanın kültürel yapısında nasıl bir yer tutar? Kimlik Ritüelleri: Dijital Doğumun Başlangıcı Her kültürün bir “doğum ritüeli” vardır. Bazı toplumlarda isim verme törenleri, bazılarında kabileye katılma…
8 YorumKandil Simidinin Üzerine Ne Sürülür? Bir Mutfak Diplomasisinin Eğlenceli Hikâyesi İtiraf edelim… Kandil simidi deyince hepimizin aklına o mis gibi kokusu, ağızda dağılan kıvamı ve üstündeki o çıtır susamlar gelir. Ama gelin görün ki, bu mütevazı simidin üstüne ne sürüleceği konusu, tarih boyunca belki de pek çok mutfak masasında hararetli tartışmalara neden olmuştur. Bugün konuyu ciddi ciddi değil, biraz mizahla, bol tebessümle ve belki de mutfak diplomasisiyle ele alacağız. Hazırsanız, kandil simidinin üstüne “ne sürülür” savaşlarını başlatalım! — Bir Simit, Bin Fikir: Üstüne Ne Sürülür Krizi Kandil simidi basit gibi görünür; un, yağ, biraz mahlep, biraz sevgi… Fakat asıl tartışma,…
8 YorumUyuyan Göz Aşısı Ne Zaman Yapılır? Edebiyatın Derinlerinden Bir Yolculuk Göz, insan ruhunun en eski aynasıdır. Kimi zaman bir karakterin suskunluğunda, kimi zaman bir şiirin dizelerinde yankılanır. “Uyuyan göz” kavramı, sadece tıbbın değil; sembollerin, imgelerin, ve insanın içsel uyanışının da dilidir. Bu yüzden uyuyan göz aşısı ne zaman yapılır sorusu, yalnızca bir sağlık sorusu değil; insanın “görme” serüvenine dair metaforik bir arayıştır. Bir Edebiyatçının Girişi: Kelimelerin Gözbebeğinde Edebiyat, gözün gördüğünden fazlasını görmeyi öğretir. Kelimeler, bir bakışın ardındaki evreni çözmek için birer anahtardır. Uyuyan göz, belki de toplumun, bireyin ya da ruhun farkındalığa uyanmamış hâlidir. “Ne zaman yapılır?” sorusu, bu durumda…
8 YorumPterjium Tehlikeli mi? Göz Hastalığından Tarihe Uzanan Bir Hikâye Bir tarihçi olarak geçmişin izlerini yalnızca arşivlerde değil, insan bedeninde de ararım. Çünkü beden, toplumların yaşadığı dönüşümlerin sessiz tanığıdır. Pterjium – halk arasında “gözde et büyümesi” olarak bilinen bu hastalık – yalnızca tıbbi bir olgu değil, tarih boyunca insanın doğayla, güneşle ve yaşam koşullarıyla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. “Pterjium tehlikeli mi?” sorusu, aslında insanlığın doğayla verdiği uzun bir mücadelenin hikâyesidir. Bu yazıda, pterjiumu tarihsel kırılma noktaları, toplumsal dönüşümler ve modern yaşam alışkanlıkları üzerinden ele alacağız. Gözün Tarihsel Yolculuğu: Antik Çağlardan Günümüze Antik Mısır duvar resimlerinde, güneşin sembolik gücüyle ilişkilendirilen göz figürleri…
8 YorumPendik Ne Zaman İstanbul’a Bağlandı? Tarihin Sessiz Kırılma Noktalarına Yolculuk Bir tarihçi için geçmiş, sadece kronolojik olayların sıralanışı değildir; aynı zamanda bugünü anlamanın en güçlü aracıdır. Her şehir, kendi hikâyesini zamanın sayfalarına işlerken, o hikâyenin satır aralarında toplumun dönüşümünü, kültürün evrimini ve kimliğin biçimlenişini görmek mümkündür. Pendik de bu anlamda, İstanbul’un büyümesinin ve dönüşümünün sessiz ama derin tanıklarından biridir. Bugün “Pendik ne zaman İstanbul’a bağlandı?” sorusu, aslında bir idari değişikliğin ötesinde, kentin sınırlarını, kimliğini ve ruhunu anlamak için önemli bir tarihsel iz sürüştür. Pendik’in Kökenleri: Antik Çağlardan Osmanlı’ya Pendik’in tarihi, İstanbul’un tarihiyle neredeyse paralel ilerler. Antik dönemlerde Pantecion adıyla bilinen…
6 YorumGrek Kültürü Ne Demek? — Edebiyatın Kalbinde Doğan Bir Medeniyetin İzinde Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Uygarlık Kelimeler… İnsanın varoluşla kurduğu en derin bağın taşıyıcısı. Onlar, hem düşüncenin biçimi hem de tarihin sesi. Grek kültürü dediğimizde, aslında kelimelerin bir uygarlık inşa ettiği bir dünyadan söz ederiz. Çünkü Yunan dünyası, yalnızca taş tapınakların ya da tanrı heykellerinin değil; sözcüklerin, mitlerin ve şiirlerin yarattığı bir anlam evrenidir. Edebiyat açısından Grek kültürü, insanın kendi iç dünyasını ve kozmosu anlamlandırma çabasının estetik bir formudur. Homeros’un destanlarında yankılanan sözler, yalnızca savaşları değil, insanın kaderle kurduğu trajik ilişkiyi de anlatır. Bu yönüyle Grek kültürü, insanın kendi hikâyesini…
8 YorumHangi Katlar Daha Değerli? Tarihsel Bir Perspektif Bir Tarihçinin Gözünden: Katların Değerinin Evrimi Bazen, hayatımızın en sıradan detaylarına göz attığımızda, aslında pek de sıradan olmayan büyük bir tarihsel iz bulabiliriz. “Hangi katlar daha değerli?” sorusu da bu tür bir mesele. Görünüşte basit bir soru gibi görünebilir, ancak bu soru, insanlık tarihindeki toplumsal yapıları, ekonomik eşitsizlikleri ve kentleşmenin getirdiği dönüşümleri anlamamıza yardımcı olabilir. Katların değeri, yalnızca bir bina veya apartmandaki fiziksel konumlarıyla değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bağlamlarla da şekillenmiştir. Bir tarihçi olarak, bu soruyu anlamak için geçmişe bakmak ve zaman içinde katların değerinin nasıl değiştiğini incelemek gerekir. Kat sayısının…
8 YorumGubuz İnsan Ne Demek? Eğitim ve Öğrenme Perspektifinden Bir İnceleme Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü: Bir Eğitimcinin Samimi Girişi Öğrenme, sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda bir kişinin düşünme biçimini, değerlerini ve davranışlarını dönüştürme sürecidir. Bir eğitimci olarak, her bireyin içindeki potansiyeli keşfetmesine ve bu potansiyeli geliştirmesine yardımcı olmanın en değerli görevlerden biri olduğunu düşünüyorum. Öğrenmenin gücü, bir insanın sadece geçmişteki hatalarını değil, aynı zamanda gelecekteki hedeflerini de şekillendirebilir. Ancak, öğrenmenin bu dönüştürücü gücü bazen insanlar tarafından farklı şekillerde engellenebilir veya fark edilmeyebilir. İşte bu noktada “gubuz insan” kavramı devreye giriyor. Pek çok kişinin bildiği veya karşılaştığı bir terim olmayan bu kavram,…
8 YorumTroy Kart Ne Demek? Yerelden Küresele Uzanan Bir Ödeme Hikâyesi Her zaman merak etmişimdir; günlük hayatımızda kullandığımız kartların ardında nasıl bir hikâye yatar? Cebimizde taşıdığımız küçük bir plastik kart, aslında nasıl büyük bir ekonomik ve teknolojik yapının parçasıdır? Bugün sana bu sorunun yerel kahramanını anlatmak istiyorum: Troy kart. Sadece bir ödeme aracı değil, aynı zamanda bir bağımsızlık sembolü ve dijital dönüşüm hikâyesi. Troy Kart Nedir? Troy, “Türkiye’nin Ödeme Yöntemi” ifadesinin kısaltmasıdır. 2016 yılında Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından geliştirilmiş, tamamen Türkiye’ye ait bir ulusal kartlı ödeme sistemidir. Kısacası Visa veya Mastercard’ın yerli alternatifi olarak doğmuştur. Bu sistem, Türkiye sınırları içinde…
4 Yorum