Kandil Simidinin Üzerine Ne Sürülür? Bir Mutfak Diplomasisinin Eğlenceli Hikâyesi İtiraf edelim… Kandil simidi deyince hepimizin aklına o mis gibi kokusu, ağızda dağılan kıvamı ve üstündeki o çıtır susamlar gelir. Ama gelin görün ki, bu mütevazı simidin üstüne ne sürüleceği konusu, tarih boyunca belki de pek çok mutfak masasında hararetli tartışmalara neden olmuştur. Bugün konuyu ciddi ciddi değil, biraz mizahla, bol tebessümle ve belki de mutfak diplomasisiyle ele alacağız. Hazırsanız, kandil simidinin üstüne “ne sürülür” savaşlarını başlatalım! — Bir Simit, Bin Fikir: Üstüne Ne Sürülür Krizi Kandil simidi basit gibi görünür; un, yağ, biraz mahlep, biraz sevgi… Fakat asıl tartışma,…
8 YorumKategori: Makaleler
Uyuyan Göz Aşısı Ne Zaman Yapılır? Edebiyatın Derinlerinden Bir Yolculuk Göz, insan ruhunun en eski aynasıdır. Kimi zaman bir karakterin suskunluğunda, kimi zaman bir şiirin dizelerinde yankılanır. “Uyuyan göz” kavramı, sadece tıbbın değil; sembollerin, imgelerin, ve insanın içsel uyanışının da dilidir. Bu yüzden uyuyan göz aşısı ne zaman yapılır sorusu, yalnızca bir sağlık sorusu değil; insanın “görme” serüvenine dair metaforik bir arayıştır. Bir Edebiyatçının Girişi: Kelimelerin Gözbebeğinde Edebiyat, gözün gördüğünden fazlasını görmeyi öğretir. Kelimeler, bir bakışın ardındaki evreni çözmek için birer anahtardır. Uyuyan göz, belki de toplumun, bireyin ya da ruhun farkındalığa uyanmamış hâlidir. “Ne zaman yapılır?” sorusu, bu durumda…
8 YorumPterjium Tehlikeli mi? Göz Hastalığından Tarihe Uzanan Bir Hikâye Bir tarihçi olarak geçmişin izlerini yalnızca arşivlerde değil, insan bedeninde de ararım. Çünkü beden, toplumların yaşadığı dönüşümlerin sessiz tanığıdır. Pterjium – halk arasında “gözde et büyümesi” olarak bilinen bu hastalık – yalnızca tıbbi bir olgu değil, tarih boyunca insanın doğayla, güneşle ve yaşam koşullarıyla kurduğu ilişkinin bir yansımasıdır. “Pterjium tehlikeli mi?” sorusu, aslında insanlığın doğayla verdiği uzun bir mücadelenin hikâyesidir. Bu yazıda, pterjiumu tarihsel kırılma noktaları, toplumsal dönüşümler ve modern yaşam alışkanlıkları üzerinden ele alacağız. Gözün Tarihsel Yolculuğu: Antik Çağlardan Günümüze Antik Mısır duvar resimlerinde, güneşin sembolik gücüyle ilişkilendirilen göz figürleri…
8 YorumPendik Ne Zaman İstanbul’a Bağlandı? Tarihin Sessiz Kırılma Noktalarına Yolculuk Bir tarihçi için geçmiş, sadece kronolojik olayların sıralanışı değildir; aynı zamanda bugünü anlamanın en güçlü aracıdır. Her şehir, kendi hikâyesini zamanın sayfalarına işlerken, o hikâyenin satır aralarında toplumun dönüşümünü, kültürün evrimini ve kimliğin biçimlenişini görmek mümkündür. Pendik de bu anlamda, İstanbul’un büyümesinin ve dönüşümünün sessiz ama derin tanıklarından biridir. Bugün “Pendik ne zaman İstanbul’a bağlandı?” sorusu, aslında bir idari değişikliğin ötesinde, kentin sınırlarını, kimliğini ve ruhunu anlamak için önemli bir tarihsel iz sürüştür. Pendik’in Kökenleri: Antik Çağlardan Osmanlı’ya Pendik’in tarihi, İstanbul’un tarihiyle neredeyse paralel ilerler. Antik dönemlerde Pantecion adıyla bilinen…
6 YorumKaynakların Sınırlılığı ve İnsan Davranışının Ekonomik Yüzü Bir ekonomist için her karar, sınırlı kaynakların nasıl dağıtılacağıyla ilgilidir. Zaman, para, dikkat ve duygusal enerji… Bunların her biri tıpkı ekonomik mallar gibi kıt kaynaklardır. Bu çerçeveden bakıldığında, insan davranışlarının çoğu aslında birer “yatırım kararıdır.” Peki, bireyler neden bazı duygusal tepkileri seçer, neden bazıları sürekli sahnede olma isteğiyle hareket eder? Bu noktada psikolojinin derinliklerinde yer alan histrionik kişilik bozukluğu (HPD) ekonomik bir gözle incelendiğinde, hem bireysel hem de toplumsal ölçekte “kaynak tahsisi hatalarının” ilginç bir örneğini sunar. Histrionik Kişilik Bozukluğu: Dikkat Ekonomisinin Bir Ürünü Duygusal Sermaye ve Görünürlük Yarışı Modern ekonomilerde bilgi, veri…
Yorum BırakKalsiyum Hangi Vitamin? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Bakış Konuya farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bugün sizleri hem bilimsel hem de kültürel bir yolculuğa davet ediyorum. “Kalsiyum hangi vitamin?” sorusu ilk bakışta basit gibi görünse de, ardında hem biyolojik hem de toplumsal katmanlar barındırıyor. Bu yazıda yalnızca kalsiyumun vücut için ne anlama geldiğini değil, aynı zamanda dünyanın farklı yerlerinde bu elementin nasıl algılandığını, beslenme kültürlerinde nasıl yer ettiğini birlikte keşfedeceğiz. Kalsiyum Bir Vitamin Değil, Bir Mineraldir Öncelikle temel bir yanılgıyı düzeltelim: Kalsiyum bir vitamin değil, bir mineraldir. Vücudumuzda en fazla bulunan minerallerden biridir ve kemiklerin, dişlerin, kasların ve sinir…
Yorum BırakGölevez Nasıl Yenir? Edebiyatın Sofrasında Bir Yolculuk Kelimelerin tadı vardır. Bazısı acıdır, bazısı tatlı, bazısıysa yutulması güç bir gölevez kökü gibidir. Bir edebiyatçının gözünden bakıldığında yemek, yalnızca bedeni değil, ruhu da doyuran bir eylemdir. Gölevez —adı bile şiirsidir— toprağın derinlerinden çıkıp insanın sofrasına ulaşan bir hikâye taşır. Tıpkı bir karakterin içsel yolculuğu gibi, gölevezin de kabuğu soyulmadan özü anlaşılmaz. Peki, “Gölevez nasıl yenir?” sorusu sadece bir mutfak sorusu mudur, yoksa hayatın ve edebiyatın anlam arayışına dair bir metafor mu? Gölevezin Dili: Toprağın Sessiz Edebiyatı Gölevez, Akdeniz ve özellikle Kıbrıs mutfağında bilinen, toprağa direnen bir kök bitkidir. Yüzeyin altındaki bu bitki,…
Yorum BırakGrek Kültürü Ne Demek? — Edebiyatın Kalbinde Doğan Bir Medeniyetin İzinde Kelimelerin Gücüyle Başlayan Bir Uygarlık Kelimeler… İnsanın varoluşla kurduğu en derin bağın taşıyıcısı. Onlar, hem düşüncenin biçimi hem de tarihin sesi. Grek kültürü dediğimizde, aslında kelimelerin bir uygarlık inşa ettiği bir dünyadan söz ederiz. Çünkü Yunan dünyası, yalnızca taş tapınakların ya da tanrı heykellerinin değil; sözcüklerin, mitlerin ve şiirlerin yarattığı bir anlam evrenidir. Edebiyat açısından Grek kültürü, insanın kendi iç dünyasını ve kozmosu anlamlandırma çabasının estetik bir formudur. Homeros’un destanlarında yankılanan sözler, yalnızca savaşları değil, insanın kaderle kurduğu trajik ilişkiyi de anlatır. Bu yönüyle Grek kültürü, insanın kendi hikâyesini…
8 YorumHayıflanma Ne Demek? KPSS’de Karşımıza Çıkacak Bir Kavramın Derinlemesine Analizi Hepimiz hayatımızda bir noktada “keşke” demişizdir. Ya da bir şeyin daha farklı olabileceği, bir fırsatın kaçtığı ve bunun sonucunda hissettiğimiz burukluğu yaşamışızdır. Peki, bu duyguyu tam anlamıyla ifade edebilecek bir kelime olsaydı, nasıl olurdu? İşte “hayıflanma” kelimesi tam da bunu anlatıyor. Ancak, KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) gibi ciddi ve önemli bir sınavda karşımıza çıktığında, bu kelimenin anlamı sadece duygu ve düşünceleri değil, aynı zamanda sınavın nasıl bir tutum ve yaklaşım gerektirdiğini de gözler önüne seriyor. Hayıflanma Ne Demek? Türkçeye Osmanlıca’dan geçmiş olan “hayıflanma” kelimesi, bir fırsatın kaçtığını, bir işin…
Yorum BırakCinsel Haz Almak Ne Demek? Toplumsal Normlar, Cinsiyet Rolleri ve Kültürel Kodlar Üzerine Bir Analiz İnsanı anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, en temel dürtülerimizin bile toplumsal yapılar tarafından nasıl biçimlendirildiğini görmek her zaman şaşırtıcı olmuştur. Cinsel haz da bu bağlamda yalnızca biyolojik bir dürtü değil; aynı zamanda kültürün, ahlakın, cinsiyet rollerinin ve iktidar ilişkilerinin belirlediği karmaşık bir deneyimdir. “Cinsel haz almak ne demek?” sorusu, aslında “Toplum bize neyi hissetmeyi öğretti?” sorusuyla doğrudan bağlantılıdır. Cinsel Hazın Toplumsal İnşası Cinsellik, her toplumda yalnızca bedensel bir olgu değil, aynı zamanda toplumsal bir düzenleme alanıdır. Toplumlar, cinselliği belirli kalıplar ve değerler etrafında şekillendirir; kimin,…
Yorum Bırak