Şahıs Şirketi Açmak Ücretli Mi? Güç İlişkileri, İdeoloji ve Toplumsal Düzenin Siyaset Bilimi Çerçevesinde Değerlendirilmesi Siyaset bilimi, yalnızca devletin nasıl işlediğini değil, aynı zamanda toplumdaki güç ilişkilerini, kurumları, ideolojileri ve vatandaşlık anlayışını da anlamaya yönelik bir disiplindir. Toplumun her katmanında olduğu gibi, ekonominin en temel yapıtaşlarından biri olan şahıs şirketleri de bu dinamikleri yansıtır. Şahıs şirketi kurmak, aslında daha geniş bir bağlamda, toplumsal düzene nasıl entegre olunduğunun bir göstergesidir. Ekonomik faaliyetin ve girişimciliğin, ideolojik yapıların ve iktidar ilişkilerinin ne denli etkisi altına girdiği bir sistemde, şahıs şirketi açmanın ücretli olup olmadığı sorusu, bu dinamiklerin bir yansımasıdır. İktidar ve Ekonomik Yönetişim:…
Yorum BırakDijital Bağlantı Durağı Yazılar
İşçi Çalışma Saati Kaç Saattir? Felsefi Bir Bakış Açısı Çalışma, Zaman ve İnsan: Filozofun Bakışı Felsefede, zaman, insanın varoluşunun temel dinamiklerinden biridir. Ancak, zamanın insan hayatındaki işlevi yalnızca bir ölçüm aracından ibaret değildir. Zaman, aynı zamanda insanın iş yapma biçimiyle, özneleşme süreciyle ve ontolojik varlığıyla da yakından ilişkilidir. Peki, bir işçinin çalışma saati ne kadar olmalı? Bu, yalnızca bir pratik soru olmanın ötesinde, daha derin bir etik, epistemolojik ve ontolojik meseledir. Filozof, bu soruyu, insanın emeğiyle nasıl bir ilişki kurduğuna, emeğin değerinin nasıl belirlendiğine ve bu süreçte zamanın nasıl anlam kazandığına dair bir sorgulama olarak ele alır. Modern iş dünyasında…
Yorum Bırakİç Mimarlık Ücreti Ne Kadar? Felsefi Bir Bakış Filozof Bakışıyla: Estetik ve Değerin Ötesinde İç mimarlık, yalnızca bir mekânı yeniden düzenlemekten, duvarları boyamaktan, mobilyaları yerleştirmekten çok daha fazlasıdır. Bir filozof olarak, yaşam alanlarımızın tasarımı üzerinde düşündüğümüzde, sadece görsel ve işlevsel ölçütleri değil, derin felsefi soruları da göz önünde bulundurmak isteriz. “İç mimarlık ücreti ne kadar?” sorusu, aslında bir hizmetin maddi karşılığından öte, bir yaşamın anlamını, değerini ve estetik algısını sorgulamamıza yol açan bir sorudur. İç mimarlığın fiyatı, estetik bir düzenin değerinden mi ibarettir? Yoksa bu fiyat, insanın yaşam alanlarına yüklediği anlamın bir yansıması mıdır? Bu yazı, iç mimarlık ücretinin felsefi…
Yorum Bırakİnşirah Ne Demek Diyanet? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi: Bir Edebiyatçının Girişi Edebiyat, kelimelerin dünyasını keşfetmek, insan ruhunun derinliklerine inmektir. Her kelime, bir anlamın ötesine geçer; duyguları, imgeleri ve yaşamı yansıtır. Bir edebiyatçı için, her sözcük bir yansıma, her cümle bir dünya kurma çabasıdır. Kelimeler, bazen sadece iletişim aracı olmanın ötesine geçer; bir dönüşüm sürecinin kapısını aralar, insanı derinden etkileyebilir. Bu yazıda, “İnşirah” kelimesini ele alacağız. Diyanet’in tanımına göre bu kelime, rahatlama, ferahlamayı ifade eder; ancak edebiyatın büyülü dünyasında bu kelimeyi daha geniş bir çerçevede incelemek mümkündür. “İnşirah”ın anlamını yalnızca dini bir bağlamda değil, bir…
Yorum Bırakİndüksiyon Neden Yapılır? Felsefi Bir İnceleme Felsefeye adım attığınızda, dünya ve insan hakkında sorular sormak, kesinlikten uzak, ama derinlikli bir keşif yolculuğuna çıkmak demektir. İnsanın bilgiye ulaşma çabası, sadece gördükleriyle sınırlı kalmaz; varoluşun, anlamın ve gerçeğin peşinden sürüklenir. Bu bağlamda, en temel sorulardan biri şudur: Bir şeyi ne zaman ve neden genel bir kural olarak kabul ederiz? İndüksiyon, işte bu soruyu yanıtlama çabasıyla hayatımıza girer. Peki, neden indüksiyon yaparız? Bu soruya felsefi bir bakış açısıyla yaklaşarak, epistemoloji, etik ve ontoloji gibi farklı perspektiflerden tartışmak, bu bilme biçiminin derinliğine inmeye yardımcı olacaktır. İndüksiyon ve Epistemoloji: Bilgiye Ulaşmanın Yolu Epistemoloji, bilginin doğasını…
Yorum BırakÇift Kültürlü Ne Demek? Kültürler Arasında Bir Yolculuk Herkesin bir kimlik arayışında olduğu bu dünyada, bazılarımız kendimizi yalnızca tek bir kültüre ait hissetmeyiz. Bir ayağımız bir kültürde, diğer ayağımız başka bir kültürde durur. Bu, bazen karmaşık, bazen de son derece zengin bir deneyim halini alır. Peki, çift kültürlü olmak ne demek? İki kültür arasında yol alırken yaşanan zorluklar, fırsatlar, hatta bazen de kimlik bunalımları… Hepsi bu yazıda! Hazır mısınız? Çift Kültürlü Olmak: Tanımı ve Kökeni Çift kültürlü olmak, bir kişinin ya da grubun, iki farklı kültüre ait değer, norm ve gelenekleri bir arada yaşaması ve benimsemesidir. Bu durum, genellikle göçmen…
Yorum Bırakİkilem Bir Sebebi Var: Kim Söylüyor? Edebiyat, kelimeler aracılığıyla hayatı ve insan ruhunun derinliklerini anlamaya yönelik bir keşif yolculuğudur. Her kelime, bir dünyayı anlatma gücüne sahipken, her anlatı da bir dönüşüm aracıdır. Anlatıcılar, kelimeleri şekillendirerek, bizlere içsel çatışmaları, toplumsal dilemmayı ve insan doğasının en karanlık köşelerini aydınlatırlar. Edebiyatın gücü, okuyucusuna farklı bakış açıları sunabilmesinde yatar. Bu yazıda, ikilem teması üzerine derinlemesine bir bakış açısı sunmayı amaçlıyoruz. Peki, “İkilem bir sebebi var kim söylüyor?” sorusunu ele alırken, bu temanın insan hayatındaki yerini nasıl çözümleriz? İkilem: Felsefi Bir Durumdan Edebi Bir Anlatıma İkilem, iki karşıt durum arasında kalmış bir kişinin yaşadığı içsel…
Yorum Bırakİftarda Nasıl Yemek Yemeliyiz? Bir Tarihsel Perspektif Geçmişi Anlamaya ve Günümüzle Bağ Kurmaya Çalışan Bir Tarihçinin Samimi Girişi Ramazan ayı, hem bireysel bir arınma dönemi hem de toplumsal bağların güçlendiği, paylaşımların arttığı bir zaman dilimidir. Bugün, iftar sofrasına otururken, büyük bir oruç tutma deneyiminin ardından açlık ve susuzluğun ardından gelen o ilk lokmanın verdiği tatminin fazlasıyla farkındayız. Ancak, iftarın sadece bedensel bir ihtiyaç giderme süreci olmadığını, aynı zamanda tarihsel, kültürel ve toplumsal boyutları olan bir gelenek olduğunu unutmamalıyız. Peki, iftar sofrasında nasıl yemek yemeliyiz? Bu sorunun cevabı sadece geleneksel yemekler ve sofralarla sınırlı değil. İftar, aynı zamanda bir dönüşümün, sosyal…
Yorum BırakKüreselleşme Nedir ve Etkileri Nelerdir? Küreselleşme, günümüzün en güçlü ve aynı zamanda en tartışmalı olgularından biri. Teknolojinin, iletişimin ve ticaretin sınırları zorladığı, dünya çapında bir bağlantı ağı yaratan bu süreç, yerel kültürlerin ve toplumların küresel dinamiklerle nasıl şekillendiğini etkiliyor. Küreselleşmeyi anlamak, yalnızca ekonomi ve ticaretle ilgili bir kavramdan çok daha fazlasını gerektiriyor; toplumsal, kültürel ve hatta bireysel yaşam tarzlarımızın evrimini de kapsıyor. Bu yazıda, küreselleşmenin ne olduğunu ve dünya çapında ve yerel ölçekte nasıl algılandığını keşfedecek, farklı kültürlerin ve toplumların bu sürece nasıl tepki verdiğini inceleyeceğiz. Küreselleşmenin toplumlar üzerindeki etkilerini hem küresel hem de yerel bir bakış açısıyla ele alarak,…
Yorum BırakWhich Countries Don’t Use IBAN? A Psychological Exploration Unraveling the Mindset Behind Financial Systems As a psychologist, I often find myself pondering the behaviors and decisions of individuals and societies. Financial systems, which are typically viewed through a purely economic lens, present a fascinating case study of human psychology. How do people interact with their money, and how do different countries structure their financial tools and systems? Specifically, why do some nations refrain from using the International Bank Account Number (IBAN), while others adopt it widely? This question, though seemingly trivial to many, can lead us to profound insights about…
Yorum Bırak